Bu değişiklikler hassasiyetten apse oluşumuna kadar bir süreci içerir. İlk aşamalarda soğukta başlayan ve yaklaşık 10 sn süren bir hassasiyet mevcutken, tedavi edilmediğinde soğuk ve sıcakta geçmeyen, geceleri uyutmayan ağrı ile kendini belli eder. Daha ileri evrede ise kök ucunda gelişen bir yanıta bağlı olarak apse oluşur ki bu aşamada ağrı ciddi boyuttadır ve yaşam kalitesini kötü yönde etkiler.
Bazı durumlarda ise kanal tedavisi endikasyonu rutin dental muayenelerde konulabilir. Hastalarımız ‘Benim ağrım yok neden kanal tedavisi yapıyoruz?’ şeklinde sorularla bize dönerler. Bunun aslında birden fazla nedeni vardır;
1- Eskiden Geçirilmiş Dental Travmalar: Diş dokusuna ya da etrafına gelen travmalar kök ucundaki kanlanmayı tamamen ya da kısmen keserek dişin canlılığını yitirmesine neden olur. Bir süre sonra cansız hale gelen dokular dişte renk değişikliğine ya da kök ucunda kist benzeri lezyonlara, bazı durumlarda ise kök uçlarında erimelere neden olurlar. Bu durum uzun bir süreç aldığından çoğu kez hastalarımız ağrı hissetmezler. Çoğu durumlarda şikayet renk değişikliği olurken, kök erimeleri radyolojik muayenelerde görülür. Dişin eski rengini alabilmesi ve sağlıklı bir şekilde ağızda kalması için önce ölü dokuların kanal tedavisi ile uzaklaştırılması ardından kanal içi beyazlatma ve restorasyon gibi estetik işlemlere ihtiyaç duyulur.
2- Derin Çürükler: Özellikle ağız hijyeni iyi olan hastalarımızda ya da tükürüğün fazla yıkadığı bölgedeki dişlerde olan çürükler çok yavaş ilerler ve sinirlerde ağrıya neden olabilecek iltihabi durumu oluşturmazlar. Bunun nedeni bu tür durumlarda vücudumuzun bir savunma mekanizması oluşturup sinirleri geri çekme ve mineralize bariyer oluşturma kabiliyetidir. Röntgene bakıldığında derin bir çürük ve geri çekilmiş bir sinir görülür ve hastamızda herhangi bir şikayet yoktur. Ancak bu vakalarda çürük temizlenirken ne kadar dikkatli olunsa da sinirlerin vermiş olduğu boynuza benzer uzantılar açığa çıkabilir. Açığa çıkan bu bölgelerde oluşan kanamalar uzun süreli ve koyu renkte olursa kanal tedavisi gerekli olmaktadır. Bu vakalarda sinirlerin açılmadığı durumlarda bile sinirlere çok yakın olunduğundan, yapılan dolgu sonrası geçmeyen hassasiyet ya da gece ağrısı oluşabilmektedir. Hastalarımız ‘Hiç ağrım yoktu dolgu yapıldı ağrım başladı’ şeklinde şikayetle dönüş yaparlar. Bazı durumlarda derin çürüğe bağlı olarak sinirlerdeki değişiklikler vücut tarafından tolere edilse de bazı durumlarda ise ağrı şeklinde kendisini göstermektedir.
3- Kötü Tedaviler: İdeal olmayan üst restorasyonlar ve kanal tedavileri dişlerde canlılık kaybına, kök ucunda uzun bir süreçte granulom denen lezyonlara hatta kistlere neden olabilirler. Çoğu kez radyolojik muayenede görünen bu patolojik yapılar ağrı yapmazlar ve hastalar tarafından fark edilemezler. Bu durumlarda kanal tedavisi yapılması gerekmektedir.
4- Kist ve Tümör Komşuluğundaki Dişler: Çene kemiklerinde görülen kist ve tümör komşuluğundaki dişlere tedavi sürecini kolaylaştırması için kanal tedavisi yapılabilmektedir.
Ağrınız olmasa bile 6 ayda bir diş hekiminize muayene olmanız ağız ve diş sağlığınız, dolayısıyla genel vücut sağlığınız için çok önemlidir.
Unutmayın; sağlık ağızda başlar.