Diş çürüğü, periodontal hastalık, diş kırığı veya diğer problemlerin bir sonucu olarak pulpaya giren bakteriler pulpaya ciddi şekilde zarar verebilir. Bu durumda diş hekiminiz dişi kurtarmak ve daha fazla iltihap oluşumunu önlemek için hastalıklı pulpayı çıkarır ve kök kanalını biyo uyumlu bir materyal ile doldurur. Başarılı endodontik tedaviden sonra diş ağız içindeki fonksiyonuna ve normal işleyişinde devam eder.
Kanal Tedavisi Güvenilir Midir?
İnternette dolaşan yanlış bilgiler hastaların endodontinin güvenilirliğini sorgulamalarına neden olabilmektedir. Son 85 yılda yapılan binlerce araştırma, kök kanallarını diğer sağlık sorunlarıyla (vücudun başka yerlerindeki hastalıklarla/kanserlerle) ilişkilendiren geçerli bilimsel bir kanıt bulamamıştır. Özellikle kanser riskine gelince, Amerikan Tabipler Birliği’nin (JAMA Otolaryngology—Head & Neck Surgery) bir dergisinde 2013 yılında yayınlanan bir çalışma, kanal tedavisi gördükten sonra hastaların kanser riskinin artmadığını göstermiştir. Hatta çalışma çoklu endodontik tedavi gören hastaların kanser riskinin yüzde 45 oranında azaldığı sonucu bulunmuştur.
Kanal Tedavisi Esnasında Çekilen Röntgen Sebebiyle Maruz Kalınan Radyasyon Dozu Tehlikeli Midir?
Ülkemizde hastalar için izin verilen maksimum yıllık tıbbi tetkik dozu 1 miliSievert (mSv)’dir. Endodontistlerin en sık kullandığı yöntem olan periapikal radyografi için doz 0,0015 mSv-0,005 mSviken, panoramik radyografi için ise 0,008-0,024 mSv’dir. Bu dozlarla yıllık dozları aşmak mümkün değildir. Dolayısıyla, diş hekimliğinde rutin olarak kullanılan cihazlarla ilgili olarak hastaların çok fazla radyasyona maruz kalması söz konusu değildir.
Günlük hayatımızda karşılaştığımız arka plan radyasyonu olarak bilinen; radon gazı, endüstriyel atıklar, uzay ve yeryüzünden kaynaklanan radyasyon ile kıyaslandığında periapikal radyografiler için günlük yaklaşık 7 saatlik, panoramik radyografiler için ise ortalama 2 günlük doğal radyasyon miktarına maruz kalınmaktadır.
İltihaplı Dişe İşlem Yapılması Doğru Mudur? İşlem Öncesi Antibiyotik Kullanılmalı Mı?
1928’de keşfedilmelerinden bu yana, antibiyotikler bakteriyel enfeksiyonların tedavisinde devrim yaratmıştır. Konağa nispeten zararsız olduklarından, endodontik kökenli olanlar da dahil olmak üzere enfeksiyonları tedavi etmek için kullanılabilirler. Ancak, antibiyotikler normal florayı da değiştirerek alerjik reaksiyonlara sebep olabileceği gibi kullanılan diğer ilaçlarla ters etkileşime girebilir. Ayrıca antibiyotiklerin yaygın kullanımı dirençli bakterilerin üremesini teşvik edip dirençli genlerin de kalıtımıyla dirençli bakteri suşları gelişmesine sebep olabilir. Böylece antibiyotiğe hiç maruz kalmayan bakteri suşları dahi antibiyotiklere karşı direnç kazanabilir. Bu durum ilerleyen dönemlerde farklı bakteriyel hastalıkların tedavisini zorlaştırabilir.
Tüm bu sebeplerle biz hekimler antibiyotik kullanımını minimuma indirmeyi amaçlarız. Sistemik belirtiler göstermeyen endodontik enfeksiyonlar için antibiyotik endike değildir. Endodontik tedavide amaç enfeksiyon odağını ortadan kaldırmaktır ve bu da ancak klinikte uygulanan tedavi ile sağlanabilir. Dolayısıyla halk arasında bilinenin aksine, iltihaplı dişe işlem yapılabilir ve her iltihabi durum antibiyotik gerektirmez.
Kanal Tedavisi Sonrası Ağrı Olabilir Mi?
Geçirilen bir operasyon veya ameliyat sonrasında olduğu gibi, kanal tedavisini takiben de bir miktar hassasiyet veya ağrı hissetmek normaldir. Lokal anestezi etkisi geçtikten sonra -işlemden yaklaşık 1-2saat sonra- hafif bir rahatsızlık hissetmeye başlayabilirsiniz. Kanal tedavisi sonrası ağrı genellikle şiddetli değildir ve sadece birkaç gün sürer. Bu süreçte ağrı kesici ilaçlar ile ağrı kontrol altına alınabilir. Pek çok hasta işlem sonrası hiç ağrı hissetmezken, araştırmalar hastaların %3-6’sının prosedürü takip eden günlerde yaşadığı ağrıyı “şiddetli” olarak tanımladığını da göstermiştir.
Kanal tedavisi sonrası meydana gelen ağrı gün geçtikçe hafifleyerek birkaç gün içinde geçmelidir. İlk haftadan sonra ağrı kesici ilaçlara artık ihtiyaç duyulmamalıdır. Ancak, tedaviyi takip eden günlerde ağrı kesici ile kontrol altına alınamayan şiddetli ağrı veya günden güne artan ağrı hissederseniz veya ilgili bölgede gözle görülür şişlik oluşursa derhal hekiminiz ile iletişime geçmelisiniz. Nadiren bu tarz akut alevlenmeler yaşanabilmekle birlikte gerekli ilaçlar ve ek prosedürler uygulanarak bu durum da kontrol altına alınabilmektedir.
Endodontik tedaviniz tamamlandıktan sonra ilgili dişinizi bir süre diğer dişlerinizden biraz farklı hissetmeye devam edebilirsiniz. Bu tamamen normaldir.
İşlem sırasında ağzınızı uzun süre açık tutmaktan çenenizde hafif bir ağrı hissedebilirsiniz. Bu geçici bir durumdur. İşlemi takip eden günlerde sert gıdalar tüketmekten kaçınmanız çene ekleminin rahatlamasını hızlandıracaktır.
Kanal tedavili dişinize kalıcı bir restorasyon uygulanana kadar (daimi dolgu, kuron, onlay vb) dişi kullanmaktan kaçınmak gerekir. Dişteki mevcut madde kaybı ve çiğneme kuvvetlerine bağlı olarak kırılmalar görülebilmektedir.
Kanal Tedavisi Yaptırmak İstemiyorum Diğer Seçeneklerim Nelerdir?
Başarılı bir tedavi sonrası ağız hijyeni de doğru bir şekilde sağlandığında kanal tedavili dişiniz diğer dişleriniz gibi ömür boyu ağızda fonksiyon görmeye devam eder. Günümüzde kanal tedavisi oldukça öngörülebilir ve başarılıdır. Bu sebeple biz diş hekimleri doğal dişinizi korumak için gerekli durumlarda kanal tedavisi öneririz.
Kanal tedavisi görüp görmeme kararı nihayetinde tamamen size aittir. Seçeneklerinizi anlamanız için hekiminizle birlikte tüm riskleri ve faydaları tam olarak değerlendirmeniz önemlidir. Bilinçli bir karar vermek için mevcut en güncel kanıta dayalı bilgilere sahip olmak esastır (eski teorilere değil). Daha fazla bilgi edinmek isterseniz bizimle iletişime geçebilirsiniz. Kök kanal tedavisi prosedürleri hakkında bilimsel olarak doğru bilgiye ulaşmak için Amerikan Endodontistler Derneği’nin web sitesini de ziyaret edebilirsiniz.