CONTACT US
en

Gömülü Yirmi Yaş Çekimi Sonrası Beklenen Süreçler

Gömülü üçüncü molarların cerrahi çekimine bağlı olarak gelişen komplikasyon oranı yaklaşık %10’dur. Bu komplikasyonlar; ödem, ağrı, trismus ve hafif kanama gibi beklenen ve öngörülebilir sonuçlardan, inferior alveoler sinir anestezisi ve mandibulanın kırılması gibi daha ciddi ve kalıcı komplikasyonlara kadar değişir. Komplikasyonun görülme sıklığı ve bu komplikasyonların şiddeti, doğrudan gömülü dişin derinliği ile, yani kemik ile tamamen kaplı olup olmadığı ile ilişkilidir. Tamamen kemik ile kaplı gömülü üçüncü molar dişlerin çekiminde, benzer şekilde postoperatif ağrı, morbidite ve inferior alveoler sinir anestezisinin görülme sıklığı daha fazladır.

Üçüncü molar cerrahisinde komplikasyon insidansının etkileyen bir diğer belirleyici faktör, cerrahın göreceli deneyimi ve eğitimidir. Daha az tecrübeli bir cerrah, eğitimli tecrübeli bir cerrahtan daha fazla komplikasyon yaşayacaktır. Gömülü üçüncü moların cerrahi olarak çıkarılmasından sonra, bazı normal fizyolojik tepkiler oluşur. Bunlar hafif kanama, şişlik, trismus ve ağrı gibi şeyleri içerir. Bütün bunlar hasta tarafından rahatsız edici olarak yorumlanır ve bu nedenle mümkün olduğunca en aza indirilmelidir.

Tecrübeleriyle, çoğu oral ve maksillofasiyal cerrah, üçüncü molar ameliyatı sonrası hastanın yaşam kalitesini net bir şekilde geliştirir. Bununla birlikte bu konu hakkında çok fazla çalışma bulunmamaktadır. Birkaç yazar üçüncü molar dişlerinin çekiminin yaşam kalitesi üzerindeki kısa vadeli etkileri hakkında veri yayınlamıştır. Beklendiği gibi üçüncü molar cerrahisi sonraki ilk 4-7 gün boyunca sıklıkla olumsuz etkiler gelişir. Ancak daha uzun izlem, çoğunlukla kronik ağrı ve iltihaplanmayı (genellikle perikoronit) ortadan kaldırarak yaşam kalitesini arttırmaktadır. Ameliyat öncesi cerrah, uygun preoperatif danışmanlık sağlamak için bu bilgilere yakından aşina olmalıdır.

Kanama

Kanama, iyi bir cerrahi teknik kullanılarak ve yumuşak dokuya gelen travma ve flebin yırtılmasından kaçınarak minimize edilebilir. Cerrahiyi takiben hemostazı sağlamak için en etkili yol, nemli gazlı bezi cerrahi alana doğrudan doğruya basınç ile uygulamaktır. Bu genellikle hastanın nemli gazlı bezi ısırması ile yapılır. Bazı hastalarda, postoperatif hemostaz zordur. Bu gibi durumlarda, absorbe olabilen jelatin süngerinin küçük bir parçası üzerine topikal trombin uygulanarak çekim bölgesine uygulanması ve bölgenin suture edilmesi gibi, yerel hemostazı sağlamaya yardımcı çeşitli teknikler kullanılabilir. Soket ayrıca oksitlenmiş selüloz ile doldurulabilir. Jelatin süngerinin aksine, oksitlenmiş selüloz basınç altında sokete doldurulabilir. Bazı durumlarda mikrofibriler kollajenler trombosit tıkacı oluşumunu desteklemek için kullanılabilir. Kazanılmış veya konjenital koagülopatileri olan hastalar, üçüncü molarların cerrahi olarak çıkartılmasından önce kapsamlı hazırlık ve ameliyat öncesi planlama (örn; faktör replasmanı, hematoloji konsültasyonu) gerektirir.

Ödem (Şişlik)

Ödem bir bakıma yumuşak doku travmasına sekonder olan bir komplikasyondur. Travmatize olan dokuda lenf damarlarında oluşan destrüksiyon ve obstrüksiyona bağlı olarak lenf drenajının kesilmesi ve doku içerisinde birikmesi sonucu oluşan sıvı ekstravazasyonudur. Cerrahi sonrası ödem veya şişlik üçüncü molar cerrahinin beklenen bir sekelidir. Daha önce de bahsedildiği gibi, kortikosteroidlerin parenteral yoldan uygulanması, ortaya çıkan şişliği en aza indirmeye yardımcı olmak için sıklıkla kullanılır. Yüze buz uygulanması hastayı rahatlatır, ancak ödemin büyüklüğü üzerinde herhangi bir etkisi yoktur. Şişlik genellikle postoperatif ikinci günün sonuna kadar zirveye ulaşır ve genellikle beş ile yedinci gün arasında düzelir.

Trismus (Ağız Açmada Zorluk)

Trismus üçüncü molar cerrahisi sonra normal ve beklenen bir sonuç olup ağız açıklığının 25 mm ve altına düşmesidir. Çiğneme kaslarındaki spazm nedeniyle ağız açmada kısıtlılık ile karakterizedir. Spazm medial pterigoid kasın iğne ile yaralanması veya özellikle uzun süren zor cerrahi girişimlere bağlı olarak cerrahi alanda oluşan travma sonucudur. Diğer neden olan faktörler, çekim yarasının postoperatif enflamasyonu, hematom ve postoperatif ödemdir. Ödemi kontrol altına almak için steroid alan hastalar da daha az trismusa rastlanılır. Ödem gibi trismus da genellikle üçüncü günde doruğa ulaşır ve ilk haftanın sonuna kadar düzelir.

Ağrı

Postoperative ağrı üçüncü molar ameliyatı sonrası beklenen bir durumdur. Ameliyat sonrası ağrı, lokal anestezinin etkileri ortadan kalktığında başlar ve ameliyattan sonraki ilk 12 saat boyunca azami yoğunluğa ulaşır. Ameliyat sonrası ağrıların tedavisinde çok çeşitli analjezikler mevcuttur. En yaygın olanları; asetilsalisilik asit veya asetaminofenin kodein ile kombinasyonu veya nonsteroidal antiinflamatuar analjeziklerdir. Lokal anestezinin etkileri azalmadan önce analjezikler verilmelidir. Bu şekilde, ağrının kontrol edilmesi daha kolay olur. Cerrahi öncesi nonsteroid analjezik kullanımı, ameliyat sonrası ağrının kontrolünde yardımcı olabilir.