BİZE ULAŞIN
tr

Osteoporozun Çene Kemikleri Üzerine Etkisi

Osteoporoz, düşük kemik kütlesi ve kemik dokusu yapısının bozulması sonucu kemik kırılganlığı ve kırığa yatkınlığında artış ile karakterize olan bir sistemik iskelet hastalığıdır. Osteoporoz, yaşlanmayla birlikte en sık gözlenen hastalıklardan biridir.

Ortalama yaşam süresinin uzaması ile birlikte osteoporoz ve osteoporoza bağlı kırıklar mortalite, morbidite ve ekonomik maliyet açılarından önemli bir halk sağlığı problemi haline gelmiştir.

Teknolojik gelişmeler, yaşam kalitesini artırarak yaşam süresini uzatırken aynı zamanda az hareketli, sedanter ve kolay bir yaşam biçimi sunmuştur. Yaşam süresinin uzaması ve bu tarz yaşam biçimi çeşitli riskleri ve kronik sağlık sorunlarını da beraberinde getirmektedir. Osteoporoz uzun süre asemptomatik olarak ilerleyen, insidansı, morbidite ve mortalitesi yüksek, bireyin günlük yaşam aktivitelerini yerine getirebilme yeteneğinde azalmaya neden olan ve tam olarak tedavi edilemeyen bir sağlık sorunudur.

WHO, osteoporozu kadınlar için ikinci en büyük halk sağlığı sorunu olarak tanımlamıştır. 50 yaş ve üzerindeki kadınların hayat boyu kardiyovasküler hastalık riski % 40, osteoporoz riski % 40, meme, over ve uterus kanseri riskinin ise ancak %15 olduğu göz önüne alınırsa hastalığın önemi daha iyi anlaşılmaktadır

Osteoporoz için yaş, etiyoloji, lokalizasyon, tutulan kemik yapısı veya histolojik görünüm gibi farklı açılardan yaklaşılarak birçok sınıflama geliştirilmiştir.

Tip 1 osteoporoz (postmenapozal osteoporoz)

Tip 1 osteoporoz (postmenopozal osteoporoz) temelde menopoz sonrası dönemde görülen kemik kaybı ile ilişkilendirilmiş olup 65 yaş altı bireylerde görülmektedir. Kadınlarda erkeklere göre 6 kat daha fazla görülme olasılığına sahiptir. Erken menopozun osteoporoz sürecini hızlandırıp öne aldığı eskiden beri bilinmektedir. Menopoz sonrasındaki osteoporozun patogenezinden sorumlu olduğu düşünülen faktörler arasında en çok östrojen üzerinde durulmuştur. Postmenopozal dönemde östrojenin kemik rezorpsiyonunu önleyici etkisi ortadan kalkınca hızlı bir şekilde trabeküler kemik kaybı olur.

Tip 2 osteoporoz (senil osteoporoz)

Tip 2 osteoporoz (senil osteoporoz) kadında ve erkekte 70 yaş ve üzerinde ortaya çıkar. Kadınlarda erkeklere oranla görülme sıklığı iki kat fazladır. Yaşlılıkta serum 25-hidroksikolekalsiferol seviyesi normaldir, fakat hidroksilasyondaki bozulmaya bağlı olarak 1,25-dehidroksikolekalsiferol seviyesi düşer, diyetle alınan ve barsaklardan emilen kalsiyum miktarı azalır. Diyet kalsiyumunun azlığı kemikten kalsiyum uzaklaştırılarak yerine konacağından diyetle kalsiyum alımının azlığı sonuçta negatif kalsiyum dengesi oluşturacaktır. Bunun sonucunda osteoporoz riski artacaktır. Yaşın ilerlemesi ile kalsitonin seviyelerinin de azalmış bulunması, osteoporoz patogenezinde sorumlu bir faktör gibi görünmesine yol açmıştır. Senil osteoporozda en sık kalça kırıkları görülür.

Osteoporozun çene kemikleri üzerine etkisi

Osteoporoz ve oral kemik kaybı arasındaki ilişki ilk olarak 1960’larda belirtilmiştir. Yapılan araştırmalarda, Amerika’da 60 yaş üstü tüm bireylerin en az %40’ının osteoporozdan dolayı diş kaybına uğradıkları belirtilmiştir. Araştırmalar sistemik kemik kaybının diş kaybına yol açtığını göstermiştir. Yapılan çalışmalarda özellikle alt çenede kemik porözitesinde artış olduğu ve alt çene kemik kalınlığının azaldığı belirtilmiştir. Ayrıca postmenopozal dönemdeki kadınlarda diş sayısının azalmasına bağlı olarak, kortikal kalınlığın da azaldığı rapor edilerek postmenopozal dönemdeki kadınlarda, osteoporoz ile diş kaybı ilişkisi ortaya konmuştur.

Semptomatik osteoporozlu bireylerin üst çene kemik mineral içeriği değerinin, aynı yaştaki sağlıklı ve menopoz yaşı aynı olan kadınların mineral değerine göre daha düşük olması ile osteoporozun üst çene kemik rezorpsiyonunu ciddi şekilde artıracağını düşündürmüştür.

Tedavisi

Osteoporozda tedavi yaklaşımı öncelikle yaşam tarzı değişikliklerini kapsamaktadır. Bunlar; kalsiyum ve D vitaminin yeteri kadar alındığı bir diyet programı, sigara ve alkol tüketiminden uzak durulması, kas ve iskelet sisteminin dayanıklılığını arttıracak egzersiz programlarının yapılması olarak sıralanabilir.

Diyet

Beslenme ile gerekli kalorinin alınması malnütrisyondan korunma açısından önemlidir. Günlük elemental Ca+2 ihtiyacı (postmenopozdaki kadınlar ve yaşlı erkekler için) 1200-1500 mg olduğundan bu yemekler ile veya Ca+2 içeren tabletler ile yerine konmalıdır.

Magnezyum ve potasyumun kemik sağlığının korunması ve kalsiyum absorpsiyonun etkin biçimde sağlanması için gerekli olduğu ve postmenopozal osteoporozdan korunma ve tedavi amacıyla yeterli miktarlarda alımının gerekliliği vurgulanmaktadır. Diyetle alınan yeterli miktardaki protein ile kemik ve kas sağlığı olumlu etkilenmekte, yaşla artan kemik kaybı ve osteoporoz sebebi ile gelişen komplikasyon oranı azalmaktadır.

Sigara

Sigara içen kadınlarda içmeyenlerle kıyaslandığında kemik kaybının daha önce başladığı ve osteoporotik kırık oluşum riskinin yüksek olduğu belirtilmiştir. Sigaranın kemik kaybının ne şekilde hızlandırdığı net olarak bilinmese de sigara kullananlarda nikotinin D vitamin aktivitesini baskılayarak kalsiyum absorbsiyonunda bozulmaya sebep olduğu ve osteoporoz riskini arttırdığı tespit edilmiştir.

Alkol kullanımı

Alkol, kalsiyum dengesini düzenleyen hormonları etkileyerek kemik formasyonunu ve kalsiyum emilimini azaltmakta ayrıca kalsiyum atılımını arttırmaktadır. Böylece osteopeniye neden olmaktadır. 11000 kadının katıldığı üç farklı kesitsel çalışmada günde iki üniteden fazla alkol tüketiminin düşme sayısını arttırarak osteoporotik kırık riskini arttırdığı da belirlenmiştir.

Egzersiz

Egzersiz mekanik olarak kassal aktiviteyi arttırır ve kemikte remodeling olayının başlamasına yol açar. Kemik mineral miktarının artması egzersizin tipine ve yoğunluğuna göre değişir. Egzersizin osteoporozlu kadınlara kemik mineral dansitesinde sağladığı faydalar egzersizin azaltılması veya bırakılmasından sonra süratle ortadan kalkmaya başlar. Son yıllarda osteoporozda fiziksel aktivite konusundaki ortak kanı, egzersiz programının postmenopozal dönemde kemik kaybı hızını yavaşlattığıdır.

Osteoporozun medikal tedavisi

Osteoporoz tedavisi için çok sayıda farmakolojik tedavi seçeneği bulunmaktadır. Temel amaçlar; kemik kütlesinin korunması, kaybın yerine konması ve kırıkların önlenmesidir. Tedavide kullanılan ilaçlar, kemik rezorbsiyonunu azaltanlar, kemik formasyonunu arttıranlar, hem kemik rezorbsiyonunu azaltanlar hem de kemik formasyonunu arttıranlar olmak üzere üç temel grupta incelenebilir.

Osteoporozun medikal tedavisinde kullanılan ilaçlar

Kemik rezorbsiyonunu azaltanlar

Kalsiyum
D vitamini
Östrojen
Kalsitonin
Bifosfonatlar
Selektif Östrojen Reseptör Modülatörü
Kemik formasyonunu arttıranlar

· Floridler

· D vitamini metabolitleri

· PTH

· Östrojen/Progesteron/Androjen kombine ilaçlar

Kemik rezorbsiyonunu azaltanlar ve kemik formasyonunu arttıranlar

· Anabolik steroidler

· D vitamini türevleri

· Stronsiyum ranelat