Dolgu uygulamasından sonra o dişin artık sonsuza dek ağrısız, çürüksüz kalacağına dair yanlış bir inanış mevcuttur. Oysaki dolgular sadece boşlukları doldurur. Bir yama gibi değerlendirilebilir. Aynı dişin başka bir tarafının çürüyüp çürümemesi çoğu zaman yapılan dolgudan bağımsızdır.
Her şeyde olduğu gibi dolgularda da belli bir ömür söz konusudur. Dünya ortalamalarına bakılırsa bu süre 2-10 yıl olarak söylenebilir. Dolguların ömrünü belirleyen faktörler;
Hekime bağlı,
Hastaya ve dişe bağlı,
Kullanılan dolgu materyaline bağlı olarak değişiklik gösterir.
Hekime bağlı faktörler;
Hekimin uyguladığı dolgu maddesine olan hâkimiyeti, tıbbi bilgisi ve yeterliliği ile el becerisi çok önemlidir.
Hekim tarafından yüksek bırakılan dolgular, cilasız yüzeyler ve poroziteler, dolgu-diş kenar uyumsuzlukları dolgunun ömrünü azaltır.
Hastaya ve dişe bağlı faktörler;
Kompozit dolguların ömrü hastanın;
yaşına,
sistemik hastalıkları ( diyabet, astım vs. ) ve kullandığı ilaçların ağız içi etkileşimlerine,
kötü ağız alışkanlıkları olup olmadığına (diş sıkma-gıcırdatma vb.),
ağız hijyeninin kötü olmasına; yaygın çürükler, fırçalama yetersizliği ve hataları, dişeti hastalığı, plak ve taş birikimine,
tükürük enzimlerine, tükürüğün akış hızı, yetersizliği ve kalitesizliğine,
kapanış anomalilerine,
ağızdaki diğer dolgu ve protezlerin plak tutuculuğuna göre değişmektedir.
Dişteki çürüğün büyüklüğü ve derinliği, yeri yani arka bölge ya da ön bölgede olması ve diş eksikliklerine bağlı dişe binen yüklerin devamlı değişmesi de dişe bağlı olan faktörler arasında sayılabilir.
Kullanılan dolgu materyaline bağlı faktörler;
Dolgunun FDI (dünya standartlarında) onaylı olması yani kalitesi en önemli belirleyicidir.
Donarken yani sertleştirilirken meydana gelen büzülme oranı ve buna bağlı olarak dolgu diş kenar uyumu-mikro sızıntı,
Dolgunun ortamdaki su ve pigmentleri çekerek renkleşmesi, aşınması, çatlaması, kırılması, çekme kuvvetlerine olan dirençsizliği,
Plak birikimine zemin hazırlaması gibi faktörler dolgunun ömrünü belirleyen faktörlerdir.
Bir dolgunun ağızda kalma süresini sayılarla belirlemekten ziyade tüm bu bileşenlere göre değerlendirmek daha anlamlı olacaktır.
Düzenli hekim kontrolüne gelindiğinde, çekilen röntgenler, ağız içi muayene, hastadan alınan bilgilerle yapılan değerlendirmeler sonucu hangi dolgunun ne kadar kullanılabileceği ön görülebilir.
Bir dolgunun ağızda uzun süre dayanabilmesi için, ihtiyacın erken dönemde belirlenmesi ve dişin yapısından hacim kaybı olmadan yapılması gerekmektedir. Ağız hijyeninin çok iyi olması, yeni çürüklerin oluşmasını engelleyecek, mevcut dolgu ve porselenlerin ağızda sağlıkla kalma süresini uzatacaktır.
Tertemiz ve sağlıklı gülüşler dileriz.